Gaziantep’teki katliam üzere kazada yargılama devam ediyor.
Nizip Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Abdulkadir Memiş, bulunduğu cezaevinden Ses ve Manzaralı Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
Soruşturma evresinde olayın şokuyla söz verdiğini anlatan sanık, “Kaza alanına yaklaştığımda frene bastım. Yola dökülen sıvıdan ötürü tam olarak hatırlamıyorum fakat kontrolümü kaybettim. Otomobil devrilirken baygınlık geçirmişim. Kazadan sonra gözümü açtığımda olayı gördüm.” dedi.
Aracın suratını saatte 110 kilometre olarak hatırladığını kaydeden sanık, rastgele bir kusurunun ya da yanılgısının bulunmadığını sav etti.
İstanbul’dan yola çıktıklarından itibaren otobüsü öteki sürücünün kullandığını, kazanın meydana geldiği yerin 15 kilometre gerisindeki mola yerinde direksiyona geçtiğini anlatan sanık Abdulkadir Memiş, yolda duba ya da gibisi güvenlik tedbiri alınmadığını argüman etti.
TEDBİRSİZLİK VE İHMALKARLIK
Bazı yolcuların kendisinin sürüş sırasında telefonla ve perdeyle uğraştığı tarafındaki tabirlerinin gerçek olmadığını da öne süren Memiş, kazanın “tedbirsizlik ve ihmalkarlıktan” kaynaklandığını savundu.
Mahkeme liderinin “Tedbirsizlik ve ihmalkarlık sana mı ilişkin?” halindeki sorusu üzerine Memiş, şunları söyledi:
“Sadece bana ilişkin değildir. Tahminen bende de olabilir lakin yüzde 70-80’i Karayolları’nın ve güvenlik tedbirlerinin. Ben kimsenin canına bilerek ve isteyerek kastetmedim. Ben frene basınca hakimiyeti kaybettim, katiyetle yolda sıvı husus vardı ne olduğunu seçemedim ve kazadan evvel rastgele bir şeyle ilgim alakam yoktu.”
“5 YILLIK ŞOFÖRDÜM”
Ne kadar müddettir otobüs sürücülüğü yaptığına ait soruya ise sanık, “2000 yılından beri muavin olarak çalışıyordum, 5 yıllık sürücüm. Daha evvel rastgele bir kazam olmadı. Bu araçta birinci kere çalıştım. 1 aydır orta vermiştim, kamyon sürücülüğü yapmıştım. Kaza olmasaydı pazartesi günü kamyon sürücülüğüne başlayacaktım. Keşke bu türlü bir şey yaşanmasaydı, çok üzgünüm, ölenlerin ailelerinden özür diliyorum.” yanıtını verdi.
Sanık, temel sürücünün bir yakınının cenazesi nedeniyle gelmediğini ve iş yerinin kendisini çağırdığını belirterek, “Daha evvel bu firmanın aracını kullanmamıştım. Diğer firmada çalışmıştım. İş güvenliği eğitimini çalıştığım firmada almıştım.” dedi.
Dosyada yer alan uzman raporunda, takografta şoförlerin kartlarının yer aldığı ve bu bilgilerde kazadan evvelki günlerde de birebir kartla sürat limitinin aşıldığının belirtilmesi üzerine sanık, “Kesinlikle o denli bir şey yok. Bir diğerinin şoför kartını kullanmadım, kendi şoför kartımı da bir diğeri kullanmadı.” savunmasını yaptı.
TANIKLAR DİNLENDİ
Duruşmada birinci kazaya müdahale eden iki trafik polisi şahit olarak dinlendi.
Polis memuru İ.H.Ş, birinci kazaya için olay yerinde gittiklerini belirterek, yolda sürücünün belirttiği üzere yağ ya da sıvı olmadığını söyledi.
Yaklaşık 100 metre aşağıdaki şarampole yuvarlanan arabadaki yaralının çıkarıldığını görünce onlara yaklaştığını kaydeden İ.H.Ş, şunları anlattı:
“Sağlık vazifelileri yaralıyı ambulansa koyarken birisi ‘Kaçın, bir araç devrildi geliyor’ diye bağırdı. O uyarmasaydı bugün burada olmayabilirdim. Bir aracın devrilip üstümüze geldiği görünce kendimi bariyer dışına attım. Gözümü açtığımda üstümde iki ceset vardı, ayakların ambulansın altında kalmıştı. Bizim aracın ve öbür araçların zirve lambaları açıktı. Biz gittiğimizde ambulans vardı, daha sonra itfaiye geldi onu inançlı alana aldım. Bu olayda, yol güvenliğinin kâfi olduğu kanaatimdeyim.”
8 HAZİRAN’A ERTELENDİ
Trafik polisi K.Ş. ise olaydan sonra yaralanan meslektaşını inançlı alana aldıktan sonra yaralılarla ilgilendiğini, bu sırada bir kişinin takografa müdahale edildiğini söylemesi üzerine, o tarafa yöneldiğini anlatarak, “Elektrik aksamı kesilmişti, benden evvel alındıysa bilmiyorum. Bir cisimle mi vurmuşlar bilmiyorum. Çıktı alamadık. Aygıtı aldıktan sonra çıktı alınabildi.” dedi.
Ölenlerin yakınları da sürücüden şikayetçi olduklarını söyledi.
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluğunun devamına karar vererek, duruşmayı 8 Haziran’a erteledi.
NE OLMUŞTU?
Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolu’nun Nizip kısmında 20 Ağustos 2022’de meydana gelen kazada, ortalarında 2 basın mensubunun da bulunduğu 16 kişi hayatını kaybetmiş, 30 kişi yaralanmıştı.
Nizip Cumhuriyet Başsavcılığınca, “Özel Diyarbakır” isimli firmaya ilişkin otobüsü kullanan Abdulkadir Memiş hakkında, “bilinçli taksirle birden fazla kişinin vefatına ve yaralanmasına sebebiyet vermek” kabahatinden 22,5 yıla kadar mahpus cezası istemiyle iddianame hazırlanmıştı.